Mescid-i Kubâ

Mescid-i Kubâ

Kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur, verimli bir vaha üzerinde kurulmuş olan ve adını buradaki bir kuyudan alan Kubâ, Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde bulunan bir köydü. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye Hicretleri esnasında Medine-i Münevvere’ye yaya olarak bir saatlik mesafede bulunan Kubâ’ya ulaştı. Bu süre içerisinde Evs Kabilesi’nin bir kolu olan Amr bin Avf oğullarından Gülsûm bin El-Hedm’in evinde 14 gün misafir kaldı. Evin genişliğinden dolayı daha uygun gördüğü Sa’d bin Hayseme el-Ensari’nin evinde de ashabıyla sohbet etti. Sa’d b. Hayseme’nin evinde Rasülüllah’ın (s.a.v.) namaz kılarak ashabıyla sohbet ettiği yer 1985’te gerçekleşen son imara kadar korunmuş, bu genişletmede Kubâ Mescidi’ne dâhil edilmiştir.

Mescidin inşaatında bizzat kendilerinin de çalıştığı, İslam’da ilk mescidi yaptırdı. Burada namaz kıldı.

Kubâ Mescidi; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksâ’dan sonra en faziletli mescittir.

Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Sûresi’nin 108. ayetinde sözü edilen mescidin Kubâ Mescidi olduğu kabul edilir:

لَمَسْجِدٌ اُسِّسَ عَلَى التَّقْوٰى مِنْ اَوَّلِ يَوْمٍ اَحَقُّ اَنْ تَقُومَ ف۪يهِۜ ف۪يهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ اَنْ يَتَطَهَّرُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّر۪ينَ

“Tâ ilk günden takva üzere tesis edilen mescit içinde namaz kılman elbette daha layıktır. Onun içinde çok temizlenmeyi sevenler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever.” (Tevbe Sûresi, 108)

Âyet-i Kerime’de zikri geçen “temizliği seven erkekler” ifadesi ile Kubâ halkı kast edilmiştir. Çünkü onlar su ile istincayı (tahareti) âdet haline getirmişlerdi (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, ilgili âyetin tefsiri).

Kuba Mescidi’ni ziyaret etmek ve burada namaz kılmak müstehaptır. Kubâ Mescidi’nde namaz kılmayı umreyle eşdeğer gören Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine-i Münevvere’de bulunduğu zamanlar cumartesi, bazen de pazartesi günleri ve Ramazan’ın 17. günü Mescid-i Kubâ’ya giderek namaz kılar, burada verilen Kur’an-ı Kerim derslerini denetler, kendisine sorulan soruları cevaplandırırdı. Oraya bazen binekle bazen yaya gider ve namaz kılardı.

Bir Hadîs-i Şeriflerinde bunu Müslümanlara da tavsiye ederek şöyle buyurmuşlardır:

“Kim evinde güzelce temizlenip abdest aldıktan sonra başka maksatla değil, sadece namaz kılmak için Kuba Mescidi’ne giderse bir umre yapmış gibi sevap kazanır” (Tecrid cilt 4, sayfa 212).