Mescid-i Hayf

Mescid-i Hayf

Mina Dağı’nın güneyinde, birinci cemrenin (küçük şeytan) hemen yakınında yer alan tarihi bir mescittir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Veda Haccı sırasında burada çadır kurmuş ve cemaatle namaz kılmıştır. Efendimiz (s.a.v.)’in namaz kıldığı bu yer, daha sonra duvarlarla çevrilerek mescit haline getirilmiştir.

Tarihi ve İmarı

842 yılında (Hicri 227) Abbasi Halifesi Vâsık Billâh tarafından imar edilen mescit, çeşitli dönemlerde İslam devletleri ve Osmanlılar tarafından tamir edilmiştir. Son olarak Suudi hükümeti, 1987 yılında yeni düzenlemeler sırasında Mescid-i Hayf’ı tamamen yıktırmış ve ek binalarıyla birlikte 25 dönümlük bir arazi üzerinde yeniden inşa ettirmiştir.

İsimlendirilmesi

Mescid-i Hayf ismi, Arapça’da vadilerdeki su yatağının biraz yukarısındaki yerlere “hayf” denilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Sâih Dağı’nın eteğinde kurulan cami de bu adla anılmıştır.

Manevi Önemi

Mescid-i Hayf, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in çadır kurduğu ve namaz kıldığı bir yer olarak büyük manevi öneme sahiptir. Bu mescitte, aralarında Hz. Musa’nın da bulunduğu 70 peygamber namaz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Yetmiş peygamber haccetti, hepsi Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Mescid-i Hayf’da namaz kıldı. Eğer kâdir olursanız orada namaz kılmayı bırakmayın” buyurmuştur (Mir’atü’l Haremeyn c.1, s.1130).

Behçetüt Takva'da, bu kubbenin altında 400 peygamberin metfun olduğu yazılıdır ve bu nedenle bu kubbeye “Kubbetü’l Enbiyâ” denir. Mir’âtü’l Haremeyn’e göre, Hz. Âdem mescidin girişinde sol taraftaki minarenin altında metfundur. Hz. Âdem’in cenaze namazını oğlu Şit (a.s.) kıldırmış ve Ebu Kubeys Dağı’na defnetmiştir. Nuh (a.s.), tufandan sonra Hz. Âdem’in kabrini gemiye alıp Mescid-i Hayf’taki bu minarenin altına defnetmiştir.

Mescid-i Hayf, gayet mübarek ve mukaddes bir mekân olduğu için burada çokça ibadet yapmak önemlidir. İlk dönemden itibaren Müslümanlar, Mescid-i Hayf’a büyük değer vermişlerdir. Zeyd İbn-i Esved (r.a.), “Resülüllah’ın Veda Haccı’nda ben de beraberdim. Resülüllah ile beraber sabah namazını Mescid-i Hayf’ta kıldım” demiştir. Ebu Hureyre (r.a.) ise, “Ben Mekke ehlinden olsa idim her cumartesi günü Mescid-i Hayf’ta namaz kılmak üzere Mina’ya giderdim” buyurmuşlardır. Sa’d b. Ebû Vakkas, burada iki rekât namaz kılmanın, Beytülmakdis’i iki defa ziyaret edip orada namaz kılmaya tercih edeceğini söylemiştir.